.
Kainatın Yüreği Sana Hasret Kalmış
Bir yıldız var,öyle parlak ki,
Kocaman bir nur gibi,
Ve yaklaşıyor sana,diyor" ikrâ "
İşte ilk vahiy geldi,
O simsiyah gözlerinle baktın semaya,
Rabbine kavuşmanın sevinci,
Gözlerini doldurmuş âdeta.
Ya Resullallah!
Kaç gece göz yaşı döktün,
O ışık saçan gözlerinle neleri gördün?
Sana yapılan,ümmetine yapılan zulümleri mi?
Ya da inkâr edilen gerçekleri mi?
Peki diri diri gömülen kız çocuklarına ne demeli!?
Gömerken çocuğunu kız oldu diye,
Acımasızca atarken çukurun içine!
Uzandı ufaklığın eli, babasının çenesine:
-Dur baba sakalında toprak kalmış, diye
Temizledi babasının sakalını,ufak elleriyle.
Sen daha bir adım atmıştın ki oraya,
Biranda ayaklarına kapandı o baba, ağlaya ağlaya:
-Ya Muhammed affet beni!
Evladımın canına kıyıyordum az daha!
Affet beni, iman edeyim sana...
Dayanamadın o pişmanlık dolu yalvarışlara,
-Allah tövbeleri kabul buyurandır,
Hadi kalk, ağlama..
Ve biri daha kavuştu gerçek Hakk'a,
İşte o zâdda senin yolunda.
Şu fani dünyada cahillik hüküm sürerdi,
Kâbe yanlız kalmış,Ebabiller yolunu gözlerdi,
Sen doğdun kırk yıllık ateşler sönüverdi.
Ya Resullallah! Öyle isterdim ki seni görmeyi,
O sonsuz nuruna bakıpta,
"Alemler kurban olsun sana eyy sevgili!
Yanlışlarımız olsada esirgemedin merhametini..
Belki iman etmedi sana müşrikler?
Fakat savaş yolunda mallarını emanet ettiler,
Her ne kadar inkârda etseler,
Herkes gibi sana" Muhammed-ül Emin" dediler!
Derin bir " Ahh" çekiyorum
Ciğerlerimi hasretin dolduruyor,
Eyy Yârr, özlemin ne de güzel gül kokuyor!
Sanki kâinatın yüreği sana hasret kalmış,
Senden başka yıldız tanımıyor...
E.İ. (9/E)